Haberdar Gazetesi Yerel Gündem AİLE HEKİMLERİ ACİL NÖBETİNE KARŞI

AİLE HEKİMLERİ ACİL NÖBETİNE KARŞI

Aile Hekimlerine acil servis nöbeti yazılması yasasına karşı çıkan İstanbul Tabipler Odası Üyeleri, dün Silivri Toplum Sağlık Merkezi önünde bir basın açıklaması yaparak, “ Bu kararın halkın sağlığını olumsuz yönde etkileyeceğini ve Aile Hekimliği Yönetme

Aile Hekimliği Yönetmeliğinde yapılan değişikliğin geri çekilmediği takdirde, tepkilerinin giderek artacağını ifade eden Silivri’de ki sağlık çalışanları, “ Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” diyerek yasanın bir an önce geri çekilmesi gerektiğini, ve hükümetin, Sağlık hizmetlerini tüccar mantığıyla yürüten politikalardan vazgeçmesini istediler.  
Bozçalı;  Bu daha başlangıç mücadeleye devam

Aile Hekimliği Yönetmeliğinde yeni yapılan değişikliğe tepki gösteren İstanbul Tabip Odası Silivri Temsilcisi Fethi Bozçalı, Aile Hekimliği uygulamaları ile birinci basamağın özelleştirildiğini, sağlık çalışanlarının güvenceden yoksunlaştırıldığını, dayatılan ağır çalışma koşullarıyla halkın nitelikli sağlık hizmeti almasının engellendiğini, Torba Yasası’yla yapılan değişiklikle nöbete zorlandıklarını tüm bunlara karşı Tabip Odası olarak tepki sürece başlattıklarını, ‘Bu daha başlangıç mücadeleye devam’ Diyerek ifade etti.  Bozçalı ayrıca, halk sağlığını olumsuz yönde etkileyecek olan bu karara karşı başlatılan imzaya halkın büyük desteğin olduğun altını çizdi.

Gökpınar; Tarihte'Torba YasaDönemi'olarak anılacak bir dönem yaşıyoruz

Bozçalı'nın konuşmasının ardından,  İstanbul Tabip Odası Birinci Basamak Temsilcisi Dr. Ersin Gökpınar "Sağlıkta Dönüşüm Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde Havlu Attı” başlığı ile hazırlanmış basın bildirisini okudu. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu’nun bildirisinde yer alan ifadeler şöyle: “Sağlık Bakanlığı on yıldır sağlık çalışanları ve örgütlerinin tüm haklı eleştirilerine kulak tıkayarak inatla sürdürdüğü Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın en önemli ayaklarından biri olan birinci basamak sağlık hizmetlerini sürdüremeyeceğini, Aile Sağlığı Merkezi(ASM) çalışanlarına kamu hastane acil hizmet birimlerinde nöbet tutmayı dayatan 19 Temmuz 2013 tarihli yönetmelik değişikliğiyle ilan etmiştir.

Sağlık Bakanı Sayın Müezzinoğlu basamaklı sağlık hizmet sunumuna inanmadığını, hastane acil birimlerinde mesleki eğitimi, deneyimi ne olursa olsun ASM'lerde görev yapan hekim ve hemşireleri çalıştıracaklarını söylemek suretiyle iflas eden sağlık politikalarını yama yaparak 'yürüteceklerini' açıkça ilan etmiştir. Tarihte 'Torba Yasa Dönemi' olarak anılacak bir dönem yaşıyoruz.

“Sağlık emekçilerini joker gibi çalıştırmayı öngören yasa hazırladılar”

12 Temmuz 2012 tarihinde yayımlanan 6354 sayılı meşhur 'Torba Yasalardan biriyle 5258 sayılı 'Aile Hekimliği Kanunu'nda değişiklik yapılarak, ASM'de çalışan hekim ve diğer sağlık çalışanlarına başta kamu hastane acil birimleri ve 112 ambulans birimlerinde normal mesaisine ek olarak acil nöbet tutulmasının yolu açılmıştı. Sağlık çalışanlarının ve örgütlerinin tepkisini çeken bu yasa düzenleme 03.08.2012 tarihli genelgeyle, sonrasında 25.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği ile nöbet uygulamasının esasları zorlaştırıcı şartlara bağlanarak, kısmen yumuşatılarak uygulanamamıştı.

Ancak kamu hastaneleri acil birimlerinde yaşanan yığılma performansa dayalı çalışmanın getirdiği niteliği düşük, tüketime dayalı sağlık politikaları ilk olarak acil sağlık birimlerini olumsuz etkiledi.

Acil birimlerinin önü 'ACİL' olmayan hastalarla dolup taştı ve sağlık çalışanlarına şiddetin en sık yaşandığı yerlere dönüşen acillerde çalışmak hem oldukça tehlikeli hem de bir o kadar zorlu hale geldi. Sağlığı piyasa koşullarına göre dizayn eden anlayış, iş yükü artan acillerde çalışacak hekim, hemşire bulamayınca bu sorunu gidermenin yolunu dünün sağlık ocağı, günümüzün özel muayenehanesi ASM'lerde, güvenceden yoksun sözleşmeli çalışan sağlık emekçilerini bu birimlerde joker gibi çalıştırmayı öngören yasal düzenlemeyi yönetmelik değişikliği şekliyle 19 Temmuz 2013 tarihinde çıkararak kolayca bulmuş oldu. 

“Bu yasa hekimlere ayrı bir yük getiriyor” 

Üstelik bu yönetmelik değişikliği, Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği'ne, Yataklı Tedavi Kurumlan işletme Yönetmeliği'ne, Anayasamızın çalışanın dinlenme hakkı maddesine ve Avrupa Birliği mevzuatlarına aykırılığı bile bile yayınlanmış oldu. Ayrıca zorunlu mali sorumluluk sigorta mevzuatına göre hekimlerin acil gibi ikinci görevlendirileceği birimlerde mesleki etkinliği esnasında yaşayacağı tıbbi kötü uygulamalardaki tazminat taleplerinin sigortanın teminat kapsamı dışında olacağı, bu durumun hekimlere ayrı bir yük getireceği bilinmelidir. 

“Çağdaş sağlık hizmet anlayışı koruyucu sağlık hizmetlerini önemser”

Hâlbuki çağdaş sağlık hizmet anlayışı koruyucu sağlık hizmetlerini önemser ve basamaklı sağlık hizmetini benimser. Bu anlayış sağlık çalışanlarının ekip hizmetiyle, kendi alanında yeterli/ sürekli eğitim almasıyla, iş tanımının açıkça yapılarak yürütülmesini gerektirir. Türk Tabipleri Birliği (TTB) yıllardır başta birinci basamak sağlık hizmet alanı olmak üzere sağlığın her alanında oluşturduğu önerilerini ısrarla tüm kamuoyu ile paylaşmıştır.

Sözgelimi, TTB Genel Pratisyenlik Enstitüsü (GPE) birinci basamak sağlık hizmet sunumunda sorumluluğu ekip arkadaşlarıyla paylaşan pratisyen hekimlerin mesleki eğitimleri için yaptığı çalışmalarda; Genel Pratisyenliğin ayrı bir tıp disiplini olduğunu dünyadaki örneklerini araştırarak dile getirmiş, bu amaçla özgün eğitim modeli geliştirmiş, yaşama geçirmek için eğiticilerini eğitmiş, sahada ciddi bir örgütlenme yaratmış ve birinci basamak alanında biriktirdiği deneyimlerle tüm engellemelere rağmen çalışmalarını azimle sürdürmüştür / sürdürmektedir. 

“Bunun sorumlusu 10 yıldır iktidarda olan hükümettir”

Hükümetin on yıldır yürüttüğü yanlış politikalarla koruyucu sağlık hizmet birimlerini parçalayarak, birinci basamak sağlık hizmeti sunulan mekânları kamu binaları dışına çıkartarak, çalışanları güvenceden yoksun sözleşmelerle çalıştırarak, performansa dayalı ücretlendirmeyle mesleki bağımsızlığı zedeleyerek ve hekimlik mesleğini değersizleştirerek, bölge tabanlı hizmeti bireye dayalı koruyucu hizmete indirgeyerek sürdürmek yetmezmiş gibi yönetemedikleri ve sonradan işletme haline getirdikleri kamu hastanelerinin ilk iflas eden bölümü olan acil birimlerinde, ASM çalışanlarına haftada 40 saat normal mesai yaptırdıktan sonra ek olarak 30 saat daha nöbet tutmaya zorlamak hangi akla, vicdana sığar?

İkinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulduğu hastanelerin en önemli birimlerinden biri olan acillerde Acil Tıp uzmanlık eğitimi almış meslektaşlarımız çalışmalıdır. Bu alanda çalışacak yeterli uzman hekim yoksa bunun sorumlusu on yıldır iktidarda olan, sağlık politikalarına yön veren, sağlık çalışanlarına ve örgütlerine kapılarını kapatan, zamanında gerekli planlamayı yapmayan hükümettir. 

“Yaz –boz tahtasına dönen mevzuat değişikliklerinden bıktık” 

Acillerdeki hekim ihtiyacını birinci basamak alanında aile hekimi uzmanı olarak ya da yılların mesleki deneyimiyle bu alanı sırtlamış pratisyen hekimlerle gidermek, hem birinci basamak sağlık hizmetlerini daha da zayıflatacak, hem de acil hizmet birimlerinde bu alanda yeterli eğitimi ve deneyimi olmayan meslektaşlarımızı görevlendirmekle halkın nitelikli sağlık hizmet alma hakkı zarar görecektir. ASM'lerde çalışan meslektaşlarımız her gün yayınlanan torba yasalardan, yaz-boz tahtasına dönen mevzuat değişikliklerinden, bir gün kamu görevlisi diğer gün özel çalışan muamelesi görmekten bıkmıştır.

“Sağlık hizmetlerini tüccar mantığıyla yürüten politikalardan vazgeçilsin”

Bir an önce sağlık hizmetlerini tüccar mantığıyla yürüten politikalardan vazgeçilmesini, toplumun sağlık önceliklerini/ihtiyaçlarını bilimsel ölçeklerde belirleyerek başta sağlık çalışanlarına insani çalışma koşulları, kamu hizmeti niteliğinde ücretsiz, erişilebilir, ayrımsız, nitelikli sağlık hizmet sunumu için gerekli politikaların yaşama geçirilmesini istiyoruz. İlk adım olarak Sağlık Bakanlığı'nı, ASM çalışanlarına acil nöbet dayatan yönetmelik değişikliğini geri çekmeye ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine dayalı yürütülen politikalardan vazgeçmeye çağırıyoruz.

Sağlık Bakanlığı'nın ASM çalışanlarına acillerde nöbet uygulamasında ısrar etmesi halinde bu uygulamaya en etkili şekilde karşı duracağımızı bildiriyoruz. Hizmet verdiğimiz halkımızın bizlere sunduğu desteği içeren dilekçe örneklerini sizlerle paylaşıyor, bu uygulamadan zarar görecek vatandaşlarımızın her zaman yanında yer alacağımızı, sağlık çalışanları ve örgütlerinin görüş, öneri ve taleplerini hiçe sayan her anlayışı kamuoyuyla paylaşacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz. 
Haber/ Fatma SARIBIYIK 


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *