CHP Konak İlçe Başkanlığı tarafından Dr. Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde düzenlenen '12 Eylüller, demokrasi ve hukuk' konulu konferansa katılan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, terör örgütü temsilcileriyle MİT arasındaki görüşme kaydıyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, sorumlunun Başbakan olduğunu belirterek, Başbakan’ın ekibiyle birlikte istifa etmesi gerektiğini söyledi. Cihaner, şöyle konuştu: “Son başvurdukları alçakça yöntem de ne şekilde kaydedildiği belli olmayan ses ve görüntü kayıtlarıyla toplumu dizayn etmeye çalışmak. Bir ülkede Genelkurmay Başkanı, yüksek yargıç hakim ve savcılar dinleniyor. HSYK seçimlerinde adaylığını açıklar açıklamaz konuşmaları medyaya servis ediyor. Bir merkez var. Özel hayatı kaydediyor, arşivliyor ve zamanı geldiğinde medyaya servis yapıyor. Kimin bu kayıtlarla esir alındığını kimin hangi kararı hangi kaygıyla verdiğini bilemeyiz. Bunu bize yaşatan vahşice kendisi de kullanan iktidardır. Hatırlayın MHP kasetlerini nasıl kullanmıştı Başbakan. Bunu hesaplaşmaya yol açacak bir zirve olarak kabul etmeliyiz. AKP’liler de hukuku öğrenecekler. En büyük öğretmen tarihtir, ve tarih bunlara hukuku öğretecek. Genelkurmay Başkanı, MİT Müşteşar Yardımcısı dinlenen bir ülkedeyiz biz. Bunun ne kadar sorumlusu varsa hepsinin derhal işini bırakması lazım. İnsanın güvenliği namusu özel hayatı bu kurumlara emanetken kendileri bunu korumaktan uzak. Siyasi sorumluluk Başbakan’dadır. Başbakan’ın derhal gereğini yapması gerekir ve ekibiyle birlikte derhal istifa etmesi gerekir. Böyle bir devlet olmaz. Arşivler gündeme göre servis ediliyor. Bir kişinin kaydedilmesi ve konuşmaların dinlenmesi çok ciddi bir olaydır. Bunu ya kendiniz yapıyorsunuz ya da yapana göz yumuyorsanız. Bunun ikisi de eşittir.”
"12 EYLÜL SOSYOLOJİK VE EKONOMİK KAYGILARLA YAPILDI"
CHP Milletvekili Cihaner, 12 Eylül’ün sosyolojik ve ekonomik kaygılarla yapıldığını öne sürüp, “12 Eylül bize ‘üç beş generalin canları sıkıldı bu ülkeyi biraz da biz yönetelim’ diyerek yönetimi ele aldıkları bir darbeymiş gibi anlatılmaya çalışıldı. Buna inanmamızı bekliyorlar. Balyoz soruşturması adı altında darbelerle hesaplaşıldığı izlenimi veriliyor. Darbeler ‘ülkeyi biraz da biz yönetelim’ kaygısıyla yapılmaz. 12 Eylül neden yapıldı? Herkesin üzerinde uzlaştığı 24 Ocak kararlarının hayata geçirilmesi ve finans kapitalin uluslar arası sermaye ile entegrasyonunu sağlamak için yapılmış bir harekettir. En has ürünü de AKP’dir. Bizlere anlatmak çalıştıklarına inanmayalım. Darbeler sosyolojik ve ekonomik kaygılarla yapılır. Aksi taktirde kadrolarının yarısını içeriye göndermiş ordu şimdi darbe yapardı.”
"SEKİZ AYDA 3 BİN 49 YARGICIN YERİ DEĞİŞTİRİLDİ"
İlhan Cihaner, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Adalet Bakanlığı bürokratlarıyla doldurulduğunu öne sürerek, “HSYK atama, tayin ve özlük hakları üzerinde tek belirleyici kurumdu. Ancak bu değişiklik yapıldığında bize vaad edilen hesap verebilir, geniş tabanlı bir HSYK’daydı. 22 kişi karar verecekti. Ancak yedi kişiyle iş yapar hale geldi. Üyeler hakim ve savcılar tarafından bağımsız seçilecekti, ancak Adalet Bakanlığı bir liste düzenleyerek bu listeyi bürokratlar aracığıyla hakim ve savcılara dikte etti. ‘Liste yok’ dedikten sonra ne kadar Adalet Bakanlığı bürokratı varsa HSYK’ya geldi. Sekiz ayda 3 bin 49 yargıç ve savcının yerini değiştirdiler. Yer değiştirme atama işlemlerinde ilke kararlarına, yerleşik kararlara ve yasalara uymadılar” dedi.
HER BİR TUTUKLU VEKİL SİYASİ İRADENİN ELİNDE SİYASİ REHİNDİR
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini şart koşan CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, tutuklu milletvekili statüsünü kabul etmenin mümkün olmadığını belirterek, Hükümet’i şu sözlerle eleştirdi: “Tutuklu kişi milletvekili seçildikten sonra serbest kalırdı. Osman Bölükbaşı ve Sebahat Tuncel tutuklu iken vekil seçilince serbest bırakıldı. AKP bu süreçte en çok milli iradeyi sömürdü. AKP bunu fetiş bir kavram haline getirdi. 'Millet bize bu iradeyi verdi’ dedi. Milli irade 'tutuklu vekilleri mecliste görmek istiyoruz’ dedi. 'Aday gösterirken başkasını bulamadınız mı, bize mi sordunuz’ gibi demokratik olmayan yaklaşım içine girdiler. Bunu söyleyen kişi hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı vardır. Kesinleşmemiş Akbil davası var. Henüz soruşturulmamış çok ciddi iddialar var. Ama haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı olmayan kişiler için akıl veriyor. Tutuklu milletvekili statüsünü kabul etmemiz mümkün değil. Her bir tutuklu vekil siyasi iradenin elinde siyasi rehinedir.”
"İZMİR’İN İŞGALİNE İZİN VERMEYİN"
İlhan Cihaner, CHP’nin biran önce sahaya çıkıp çalışması gerektiğini belirterek, “Başbakan bu ülkeyi kanlı maceraya sürüklemeyi göze almış görünüyor. Füze kalkanı kuruldu. Gözlerini şimdi de Suriye’ye dikmişler. Bu tarz maceralara direnen tek örgütlü yapı maalesef CHP. Bizim de biran önce sahaya çıkıp, yeniden çalışmaya başlamamız gerekir. Sanıldığı kadar az değiliz. İzmir’in işgale direnmiş bir kent yeniden işgaline izin vermemeliyiz. Artık sokakta olmalıyız” dedi.