Ak Parti Hükümetini eleştiren Silivri Demokrasi Platformu üyeleri, Silivri'de bulunan CHP, ÖDP, Eğitim-Sen, ÇYDD, Hacı Bektaş Veli Alevi Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının ilçedeki üyelerinden oluşuyor.
Sloganlar konuştu
Silivri Lisesi önünden Atatürk Meydanına yürüyen protestocular “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” “Susma sustukça zamlar devam edecek” “Zam Soygununa hayır” sloganları attı. Ayrıca ellerinde “Savaşa değil, halka bütçe, Krizin bedelini ödemeyeceğiz, Zam soygununa hayır” yazılı dövizleri taşıdı.
Platformu Kırkıcı temsil etti
Silivri Demokrasi Platformu adına CHP'li Silivri Belediye Meclis üyesi Süheyl Kırkıcı basın açıklaması yaptı. Kırkıcı konuşmasında şunları söyledi:
“Emekçiler, emek dostları, işçiler, köylüler, esnaflar, kamu emekçileri, kadınlar, gençler, emekliler ve basınımızın değerli temsilcileri; Dünyanın her yerinde ve tabii ki ülkemizde, insanların en temel talebi özgür bir dünyada, barış ve kardeşlik temelinde karnı tok, sırtı pek, onurlu bir yaşam sürmektir. Bu en insanca, en doğal, en ahlaki istek, dünya kapitalizminin efendileri ve onların yerli işbirlikçileri eliyle halkımıza çok görülmektedir. Küresel kapitalizmin kendi buhranlarını geçmişte birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi dünya pazarlarını paylaşmak, insan emeğinin yarattığı değerlerinin yanında yer altı ve yerüstü kaynaklarını, doğayı talan ve yağma etmek üzerine savaş, katliam, sömürü ve zulüm üzerine kurdukları dünyalarını bu günde emeği ve alın teri ile yaşam savaşı veren halk kitlelerine fatura etmek üzere bin bir tezgâh, yalan hileye başvurmaktadır. Ancak biz biliyoruz ki bu sistem ayıplıdır, vahşidir, ahlaksızdır. Bir bilgenin dediği gibi “İyi yönetilen bir ülkede yoksulluk ayıptır, kötü yönetilen bir ülkede ise zenginlik ayıptır” Hem dünyada hem ülkemizde zenginlikler bir avuç sermaye grubunun elinde toplanmış, milyonlarca insan ve insanımız açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşarken Türkiye milli gelirinin %30’u 100 aile şirketinin elinde toplanmıştır. Bu nasıl bir adalet ki zenginle yoksul arasındaki gelir uçurumu bu kadar büyümüşken haktan, adaletten, kalkınmadan bahisle dünyanın 15. ekonomisi olmak övünç kaynağı oluyor?"
Adaletsiz bir sistem
"Gelir dağılımının bu kadar adaletsiz olduğu bir ekonomik ve siyasi sistemi yönetmenin ayıbı yetmiyormuş gibi, IMF ve Dünya Bankası ve çok uluslu finans kuruluşlarının dayattığı neo – liberal politikalarının uygulayıcısı siyasi iktidarlar, kendi halkına karşı uyguladıkları adaletsiz fiyat- ücret politikalarıyla suç işlemektedirler. Silahlı çatışmaların, cari açıkların, gizli-açık devalüasyonların, ithalat açıklarının, yandaş yağma ve talanların faturası çalışan halk kitlelerine dolaylı, dolaysın haksız vergi ve Zam olarak dayatılmaktadır.İşte bu nedenledir ki bizler Silivri Demokrasi Platformu olarak bu adaletsizliği görüyor. Sebebi olmadığımız krizlerin faturasını ödemeye ve zamlara hayır diyoruz.“Hayır” diyoruz çünkü ülkenin birinci gündemi ve temel sorunu olan silahlı çatışmalar ve gencecik halk çocuklarının kurban edildiği atmosferde yangından, mal kaçırırcasına ekmekten tuza, havadan gaza, doğal gazdan elektriğe, akaryakıttan en temel eğitim, sağlık, beslenme, barınma ve haberleşme gibi hayatımızı karartan ekmeğimizi aşımızı her geçen gün kemirerek küçülten zam furyası haksızlık, adaletsizliktir, ayıptır. Bu nedenle zamlara hayır diyoruz. Hiç kimse, konumu, gücü, dini, dili milliyeti ne olursa olsun baskın nutuklarla, haksız soruşturma ve tutuklamalarla, işkence ve şiddet politikalarıyla ruhumuzu köleleştiremez. Zam ve zulme karşı demokratik tepkimizi elimizden alamaz. Diğer yandan milyonlarca insanımızı bir torba kömüre, bir poşet gıda yardımına, hayırsever eline ve vicdanına bırakamaz. Zam politikaları sadece devletin ihtiyacı imiş gibi gösterilse de aslı fütursuz bir soygundur. Daha da önemlisi milyonlarca insanı işsiz güçsüz çaresiz bırakmak, hem onların iş gücünü ucuza kapatmak, hem de iradelerine hükmedecek ortamı yaratarak sonrasında sorunları çözme kahramanlığına soyunarak oy simsarlığı yapmaktır. Zamlara hayır demek ekmeğimize, aşımıza geleceğimize ve irademize vurulmak istenen prangalara da hayır demektir. Bu neden tüm gücümüzle zamlara hayır diyoruz ve zamların geri alınmasını istiyoruz."
Bu parti adıyla çelişiyor
"Bu ülkede bu güne kadar hiçbir siyasi iktidar ve son dokuz yıldan beri iktidarda olan adı Ak, Adalet ve Kalkınmayı isim seçmiş ve tek başına iktidar bir parti. Adil ve adaletli bir vergi sistemini kurmamıştır. Bu ülkenin zenginlerinin varlıkları ülkenin tamamının 1/3 oluşturan devasa servetlere ulaşırken, açlık sınırının altında kalan asgari ücretten vergi kesilmesini ve arkasından zam üstüne zam yapılmasını kalanını da kredi kartı tuzaklarına kurban edilmesini hangi adalet anlayışına sığdıracağız? Kalkınmada 15.yiz diye övünenler anlaşılıyor ki 100 aile şirketinin, onların çok uluslu ortaklarının, siyasi yandaş ve Candaşlarının hanesine yazılan kalkınma, onları mutlu etmeye yetiyor.Bu kalkınmada da işçilere, köylülere, kamu emekçilerine, küçük esnafa emekliye kısaca milyonlarca çalışana üretene yer yok. Peki, ne var zam var zulüm var.Son on yılın istatistiklerine bakalım bu ülkeye muhafazakârlığın dayatıldığı dönem içinde, aile bağları zayıflamış, boşanmalar tavan yapmıştır. Fütursuz zam ve hayat pahallığının yarattığı çaresizlik, tüketim taleplerinin sürekli pompalamasıyla aileler parçalanmış mutsuz, öfkeli, bencil bir toplumun tohumları atılmıştır. Toplumsal dayanışmanın yerini ırkçı şoven dil ve davranışlar toplumun değer yargılarını örselemektedir. Kendine, ailesine, halkına yabancılaşan mutsuz bireyler hızla çoğalmakta, örgütsüz, tepkisiz, kendi gerçekliğinden uzaklaşan çareyi ya biat kültüründen ya yağcılıktan ve küçük çıkarlar için en yakını bile satmaktan utanmayan ahlaksızlık çoğalmış, hatta uyuşturucudan çare arayan bireyler toplumunda, çocuklarımızın geleceğinin karanlık dünyalara sürüklemesine HAYIR diyoruz."
Basın açıklamasının ardından halay çeken gurup olaysız bir şekilde dağıldı.
Haber/ Fatma Sarıbıyık