KİM NE KONUŞTU
Bundan sonra tüm Şura toplantılarının kayıt altına alınarak ertesi gün basın bülteni olarak yayınlanmasına karar verilen toplantıda katılımcı üyeler son gelişmeleri şöyle değerlendirdiler:
HABERDAR Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Mert: Her yeni doğan bebek imekler, yürür ve sonra koşar. Büyükçekmece Kent Şurası bugün 6. Kez toplanıyor. Altı ayda önemli işlere imza attık. Önemli kararlar aldık. İlçe genelinde, bölge genelinde hatta ülke genelinde adımızı duyurduk. Gün oldu bize saldıranlar oldu. Bizi yanlış anlayanlar da oldu. Önemli değil. Biz doğru bir iş yaptığımızdan eminiz ve yapmaya devam edeceğiz. İmekleme döneminde bile bu kadar iş yaptıysak artık yürüdüğümüzde koştuğumuzda neler yapabiliriz onu da sizler hesap edin.
Siz eğer doğru bir iş yapıyorsanız bu kısa sürede anlaşılmaz ise bile uzun vadede çok net anlaşılacaktır, destek görecektir. Bir şeyin varoluşunu hep eleştiririz de yokluğunu hiç konuşmayız. Büyükçekmece Kent Şurası’nın varlığının kime ne zararı var. Böyle bir oluşum olmaz ise ne olacak? Burada toplanan bütün arkadaşların samimiyetlerine güveniyorum ve diyorum ki Büyükçekmece Kent Şurası, Büyükçekmece için daha güzel işlere imza atacaktır.
Büyükçekmece Muhtarlar Dernek Başkanı Alkış Barış: Bu oluşum çok faydalı ve hayırlı buluyorum. Bundan sonraki toplantılarımızda tüm konuşmalarımızın tutanak haline getirilmesini ve bunun yayınlanmasını öneriyorum. Bir de şu tekzip haberlerine değineceğim. İki gazetecinin bu konuda yazısını okudum. Kendilerini bir kez daha tebrik ediyorum. Ercan Öztürk ve Cengiz Alçayır. İyi ki sizin gibi gazeteciler de var bu ülkede ve halk sizin sayenizde her şeyi duyuyor okuyor.
Kumburgaz eski belediye başkanı Dr. Hüseyin Çorbacıoğlu: Artık şura daha ciddi projeler üretmeli. Mesela Kentsel Dönüşümün konuşulduğu bu günlerde Kumburgaz, Kamiloba, Celaliye sahilinde yüzde 80’i yapı önemini tamamlamış yapıların yıkımı için neler yapabiliriz. Bunları gündeme getirmeliyiz. Devlet hastanesi ne oldu. Bunu sorgulayalım. Üniversite hastanesi için Dr. Ali Şeker’in bir sunumu oldu. Bunun değerlendirmesini yapalım.
2000 Tıp Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Şeker: Bu oluşumun adı şu veya bu. Şura veya meclis. Fark etmez. Buradan bir şey tutturarak bu oluşuma laf söyleyenler ayıp etmiştir. Onlar kendi yaptıkları işlere baksınlar. Bir manşet atıyorlar. Esenyurt’ta YANLIŞLIK BAŞKANDAN DÖNDÜ. Okuyucuyu enayi yerine koymanın anlamı yok. Sanki ilk izini veren başkan değildi de sonra başkan hatayı gördü ve düzeltti. Siz kendi yanlışlıklarınızı görmeyeceksiniz. Halkı enayi yerine koyacaksınız. Sonra amacı yalnızca yaşadığı kentin çıkarlarını savunmak olan bir sivil inisiyatife hakaret edeceksiniz. Bu halk herkese gereken değeri verir merak etmeyin. Gazetecisine de verir, siyasetsisine de STK temsilcisine de.
Yerel Katılımı Dernek Başkanı Köksal Çebi: Büyükçekmece Kent Şurası YAT LİMANI İNŞAATI’nda gücünü göstermiştir. Burada var olan usulsüzlüğe ve kanunsuzluğa dur dedirtmiştir. Bundan sonra söz devlet büyüklerimizde. Biz üzerimize düşeni yaptık. Ben de tekzip olayına değinerek bu tekziplerin bile bir çok durumu aydınlattığını düşünüyorum. Ama tekzip ama haber. Halk bir şekilde her şeyi duymalı, okumalı, öğrenmeli. Özgürlüğün önüne hiçbir güç engel olmamalı, olamaz da. Toplumun dik duruşlara ihtiyacı var. Büyükçekmece Kent Şurası tüm üyeleri bir dik duruş örneği sergilemiştir.
Emekliler Dernek Başkanı Armağan Can: Büyükçekmece Kent Şurası’nın bütün üyelerini tebrik ediyorum. İnanıyorum ki bu oluşum daha güzel işlere imza atacaktır. Büyükçekmece için en hayırlısı ne ise o olsun.
HABERDAR gazetesi hukuk danışmanı Av. Uğur Sayaner: Büyükçekmece Kent Şurası toplantılarını ve oluşumunu çok önemsiyorum. Büyükçekmece’de kim ne yapıyor, hangi işimiz doğru düzgün, hangi işimiz yamuk. Bu toplantılarda öğrenmeniz mümkün. Bu ilçede siyaset yapanları da bu oluşuma destek vermeye davet ediyorum.
Kamiloba-Celaliye Dernek Başkanı Emekli Kurmay Albay Mümin Öngören: Bir kentte demokrasinin var olup olmadığı sivil inisiyatifle eşdeğerdir. Eğer bir yerde STK’ları ne kadar özgür ve güçlü ise o kentte demokrasi vardır, şeffaf yönetim vardır, hoş görü vardır. Ben bu oluşuma laf uzatanlara da diyorum ki; meyve veren ağaç taşlanır. Veya it ürür kervan yürür. Biz kervanı yola çıkardık. Bu kervan yürüyecek. Tercih onların. Ya kervana katılacaklar. Veya arkamızdan konuşacaklar. Bizler yönetileniz. Yöneticilerden istemek hakkımız. Yapmak veya yapmamak onlara kalmış. Ama biz istemeye devam edeceğiz.
Tüketiciler Dernek Başkanı Mustafa Erken: Bugün ülkemizde çok ilginç gelişmeler oluyor. Belediyelerimiz dahil tüm devlet kurumlarımızın denetimi sadece resmi denetçilere teslim edilmemeli. Büyükçekmece Kent Şurası gibi sivil inisiyatifler sayesinde ülkemiz daha şeffaf yönetimlerce yönetilecektir. Bizleri yönetenler daha şeffaf daha hoşgörülü olmalı. Kentlerinde her iş yapana el uzatmaları güç vermeleri lazım. Güç sahibi irade sahibi yöneticilere de bu yakışır.
Büyükçekmece İnsan Hakları Komisyonu temsilcisi Av. Zaide Kadıoğlu: Bütün şura üyesi arkadaşlar canla başla karşılıksız Büyükçekmece’nin geleceği için kafa yoruyorlar. Kısa sürede de öenmli kararlar aldık, uyguladık, sonuca gittik. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bu oluşuma laf uzatanların ise utanmaları gerektiğini düşünüyorum. Şura kendini kanıtlamıştır diyorum ve bundan sonraki çalışmalarımızda da tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Tekzip olayındaki yazıları yazan, Ercan Öztürk ve Cengiz Alçayır’a ben de çok teşekkür ediyorum.
O GÜN AKGÜN HAKLIYDI, BU GÜN DE BİZ!
2007 YILINDA YIKILAN KÖPRÜ!
Büyükçekmece Kent Şurası Mart ayı toplantısında ruhsatının iptal edilmesi ve şimdiye kadar yapılan yapının yıkılma ihtimali olan Büyükçekmece Yat Limanı da tartışıldı. Liman olayı tartışıldığında 2007 yılında, "Mimar Sinan'ın köprüsünün siluetini bozuyor" gerekçesi ile Anıtlar Kurulu tarafından yıkılan köprü hatırlatıldı. O gün bu köprünün yıkılmasını isteyenlerden birisi Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün ne kadar haklı ise bu gün yat limanı inşaatındaki usulsüzlükler konusunda da biz haklıyız diyen KENT ŞURASI üyeleri; ‘Tamam yıkıma gönlümüz razı değil ama eğer bir yanlışlık ve kanunsuzluk varsa buna da yıkımda da devlet büyüklerimiz karar verecektir’. Dediler.
1.9 MİLYON YTL ÇÖPE GİTTİ
2007 yılı Mart ayında, Anıtlar Kurulu'nun tarihi Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nün siluetini bozduğu gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Mimarsinan'da yaptırdığı köprülü kavşak inşaatını yıktı. Köprü inşaatına o günkü rakamlar ile 1.9 milyon YTL (Bugün yaklaşık 3 milyon TL) harcandığı belirtildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Mimarsinan'da yaptırdığı köprü inşaatı ile ilgili olarak, Büyükçekmece'de bulunan sivil toplum kuruluşları temsilcileri inşaatın tarihi köprünün siluetini bozduğu gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na şikâyette bulunmuştu. İnşaatın yapıldığı yerde inceleme yapan Anıtlar Kurulu yapımı durdurmuştu. Anıtlar Kurulu gerekçe olarak da, yeni yapılan köprünün, 1565 yılında yapılan Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü'nün siluetini bozmasını göstermişti.
HABERİ YOKMUŞ!
'D-100 Karayolu, Mimarsinan kavşağı, Mustafa Kemal Bulvarı ve Marmara Caddesi kavşak yol düzenleme inşaatı' adı altında yürütülen kavşak inşaatı ile ilgili açıklama yapan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul'da yüzlerce kavşak inşaatı yapıldığını ve hepsinden haberinin olmasının mümkün olmadığını belirterek, şöyle demişti: "Köprüden haberim yoktu. İstanbul'da yüzlerce kavşak yapılıyor. Hepsini kontrol etmek mümkün değil. Eğer yıkılması gerekiyorsa yıkılacak." Demişti.
