Alev Gürsoy

Alev Gürsoy

YIL BİTTİ BİZ BİTTİK

YIL BİTTİ BİZ BİTTİK

Koca bir yılı daha erittik.
Her şeyi eritip bitirdiğimiz tükettiğimiz gibi.
Bu yıl da bitti vessselam.
Hangi yılımız iyi geçiyor ki?
Muhakkak her yıl, bir değil birden fazla canımız yanıyor.
Her gün öyle çok ölüyoruz ki…
Ne savaşımız bitiyor, ne kavgamız!
Gündelik hırslar, ihtiraslara kurban ettiğimiz dostluklar,
Her gün doğurduğumuz onlarca yalan…
Koltuk hırsları,
Paraya olan tutkumuz,
Gereksiz kavgalarımız,
Ayrılıklarımız,
İç kanatan vedalarımız..
Kimimiz yorgun, kimimiz dökük…
Geçip gidiyor günler…
Günlerin kıymetini bilemeden…
Her şeyi öğrendik de, bir insan gibi birbirimize sarılıp yaşamayı öğrenemedik.
Koca bir yıl daha uçup gidiyor ve biz hiç değişmedik.
Değişmeyi öğrenemedik.
Hala, yılların bizi bıraktığı yerdeyiz.
Bu koca yılda neler yaşadık hemen hatırlayalım.
Aslında neler yaşamadık ki diye başlamak lazım
Öncelikle acının merkez üssü Van.
Van depremi:
Canımızı yakan acı afete onlarca can verdik.
Canımız yandı… Canlarımız gitti... Telafisiz bir acı kaldı geriye.
Ama bir de canı yanmayanlar vardı.
Canımızı daha çok yakanlar…
İnsanlığını kaybedenler,
Kimi spiker, kimi siyasi, Kimi ayrımcı...
Depremi bile paranoyak düşüncelerine alet eden zavallılardı bunlar..
Onca öğretmenimiz…
Kimi yeni başlamıştı mesleğe , genceciktiler…
Yorganları da taş betonlar oldu, yatakları da...
Arkada yüzlerce gözüyaşlı öğrenci bıraktılar…
Canımızı yakan ise atanamayan öğretmenler için kurulan o cümleydi:
-Başka iş yapsınlar.
Bir bakan sözüydü bu…
Çok durduk, çok düşündük bunu…
Gelelim bir başka olaya;
Kadın cinayetleri…
Medeniyet fakiri, insanlık yoksulu ve aslında dışarıdaki havayı solumak yerine hayvan barınaklarında tutulması gereken sevgililer, kocalar, eski eşler…
Onlarca Ayşe, Fatma, Hayriye’yi katletti…
Canımızı yakan ise bunu karakolda polislerin bile yapmasıydı, 3 polisin bir kadını koruyamamasıydı…
Dedimya yıl da bitti, biz de ama dertlerimiz bitmedi.
Şehitlerimiz de bitmedi.
Ne yiğitler verdik yine toprağa…
Resim yine değişmedi.
En önde devlet büyükleri ve arkada her zamanki gibi ağlayan şehit anneleri.
Ağlamasınlar dedikçe, daha çok ağlatılan anneler…
Onlar güçlü, biz güçsüsüz. Analar vatan sağolsun dedi, biz de utanmadan sağolduk…
Azdıkça azan ve şehrin ortasında inen terör.
8 sivili çapraz ateşe tutan leş kargalarıydı canımızı yakan, başkentin göbeğindeki bir ilkokulun dibinde, sokağı kana bulayanlardı…
Ekonomiydi canımızı sıkan, yuvamızı yıkan.
Evimizi soğutup, cebimizi yakan…
Güncellemeydi..

İsmini değiştirdik, Batıya uyduk   .
Artık daha modern olduk…
Öyle çok şey var ki hangisine yazayım koca yılı sığdırmak zor.
Neyi yazayım?
Gündelik hevesler çıkarlar için satan dostları mı?
Değer verdiklerimizin bizi hançerlemesini mi?
Çok sevdiklerimizin çekip gitmesini mi?
Hep yanımızda olduğunu sandıklarımızın aslında karşımızda olduğunu mu?
Kurduğumuz sandığımız hayallerde bile malzemeden çaldığımızı mı?
Medyada köle gibi çalıştırılıp hakkımızı hiçbir zaman alamadığımızı mı?
Hala 212’mizin bile olmadığını mı?
Neyi anlatalım?
Yani dediğim gibi.
Yılda bitti, biz de, ama dertler bitmedi!
Sığmaz anlatmayla köşelere…
En iyisi, bu kadeh senin şerefine emmoğlu dinleyelim.
Ve yeni yılda herkese mutluluk dileyelim…
Hiç kimse kendini incitecek kadar değersiz değildir diyelim, güzel yaşayalım.
Güzel yaşamayı ve yaşatmayı bilelim…
Nice güzel seneler bizlerle olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alev Gürsoy Arşivi