YİNE KONUMUZ 3. KÖPRÜ
YİNE KONUMUZ 3. KÖPRÜ
Sevgili Haberdar Okurları çok sevdiğim ve değer verdiğim bir dosttan eleştiri aldım. Son aylarda Çevre Bakanını eleştiren yazılarımdan dolayı. Ama ülkemizde olan biteni bir bilseniz bana hak vereceksiniz. Bir de Bakanımızın İTÜ’lü oluşunu hazmedemiyorum. Beni yakından tanıyanlar bilirler ne siyasi, ne idari ve nede yerel makamlardan bir beklentim yok.
Sevgili Haberdar Okurları çok sevdiğim ve değer verdiğim bir dosttan eleştiri aldım. Son aylarda Çevre Bakanını eleştiren yazılarımdan dolayı. Ama ülkemizde olan biteni bir bilseniz bana hak vereceksiniz. Bir de Bakanımızın İTÜ’lü oluşunu hazmedemiyorum. Beni yakından tanıyanlar bilirler ne siyasi, ne idari ve nede yerel makamlardan bir beklentim yok.
15 Aralık Çarşamba günü saat 19.30 da o soğukta Beyoğlu’nda Makine Müh. Odasında üyesi olduğum Kentleşme, Yerel Yönetimler, Ulaştırma ve Çevre Komisyonunun toplantısında idim. Gündemin bir konusuda 3. Köprü idi ve bu konuyla ilgili yaptığımız bilimsel araştırmaların sonucunu aldık. Sizinle paylaşacağım.
1- Boğaz köprülerinin İstanbul’un iki yakası arasındaki trafik sorununu çözemeyeceği yaşanarak görüldü. İlk boğaz köprüsü 1973’te, ikincisi 1988’de açıldı. Birinci köprü açıldıktan bir yıl sonra: Boğazı geçen insan sayısı %4 artarken, boğazı geçen araç sayısı %200 arttı. İkinci köprü ilave edilince boğazı geçen insan sayısı %170 artarken boğazı geçen araç sayısı %1180 artmış.
2- Yeni köprünün İstanbul trafiğini rahatlatacağı söyleniyor. Bu gerekçe doğru değil. Çünkü 3. Köprünün transit geçiş trafiğinin payı sadece %2-3 olacak.
3- Köprünün oluşturduğu bunaltıcı trafiğin nedeni nedir? Kentte toplu taşımacılığa gereken önemin verilmemesi. Köprüler, insanların değil, araçların karşıdan karşıya geçişlerine hizmet veriyor. Trafik sıkışıklığını karşılamak için İstanbul Boğazı’na 2020 yılında 7 köprü, 2040 yılında 70 köprü yapılması gerekiyor. Boğazın üstü köprülerle örtülecek.
4- İstanbul gibi 15 milyonluk bir kentte, ulaşım sorununu çözmek için köprü yerine neler yapılmalı. İki yaka arsında daha dengeli bir nüfus dağılımı yaratılmalıdır. Yeni köprü yerine inşasına başlanan raylı geçişin bir an önce hizmete geçişi sağlanmalı, deniz taşımacılığının payının arttırılmasına çalışılmalı, özel araç kullanımını caydırıcı tedbirler alınmalıdır.
5- 3. Köprünün rantını kimler yiyecek? Büyük inşaat şirketleri, arazi spekülatörleri, bankalar, petrol devleri, otomotiv şirketleri, AKP yandaşları, TOKİ ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi “kentsel dönüşüm projesi” denilen kentsel yıkım ve yağma planını hayata geçirmeye çalışıyor. Olağan üstü yetkiler içeren kentsel dönüşüm, İstanbul’da 250 bin yapının yıkılması, kentimizin nefes almasını sağlayan kuzeyimizdeki ormanların talan edilmesini getiriyor.
6- 3. Köprü İstanbul’da yaşayan insanların yaşamını nasıl etkileyecek? 3. Köprü kentin kuzeyinde yoğunlaşan son doğal yaşam alanları üzerinde geri döndürülemeyecek yıkıcı sonuçlar yaratacak. Sadece köprünün yapımı sırasında, 2 milyon ağaç kesilecek. Bu ormanların yok olması dere yataklarının taşması, içme suyu havzalarının kirlenmesi ve erozyonla birlikte barajlardaki su oranının düşmesiyle su sorunu ağırlaşacak, orman köylüsü yoksullaşacak, hava kirliliği artacak, yaban hayatı tahrip olacak, İstanbulluların doğal dinlence ve sağlıklı yaşam alanları daralacak.
7- İstanbul için bu kadar faydalı bir projeyi kimler savunuyor? 3. Köprünün İstanbul’a vereceği zararlar bilimsel açıdan kanıtlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde çalışan bilim insanları ve mühendisler tarafından hazırlanan kentleşme planında bile, 3. Köprü kente karşı tehdit olarak belirlendi. Yapılması durumunda doğaya ve kentin gelişimine telafi edilemez zararlar vereceği belirtildi. Bu zararları önlemek için Beykoz ve Sarıyer ilçeleri için SİT alanı (Korunması gereken doğal alan)kararı alındı. Gerçi bu kararlar Karadeniz derelerinde de alınmıştı hatta mahkemece yürütmeyi durdurma kararlarını bile müteahhitler takmıyor. Sırtları kuvvetli. Neyse, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi ve Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği’ne bağlı meslek odaları olumsuz görüş belirten raporlar yayınladılar. 3. Köprüyü savunanlar, boğazıya, ormanıyla su havzalarıyla, tarihi yapılarıyla halka ait olan İstanbul’a ve tüm kamu varlıklarını ranta dönüştürülecek olan alanlar olarak bakan tüm sermaye güçlerine, HAYIR DEMEK İÇİN, İSTANBUL’A VE YAŞAMA SAHİP ÇIKMAK İÇİN 26 ARALIK PAZAR GÜNÜ SAAT 12.00 DE KADIKÖY İSKELE MEYDANINDA TOPLANIYORUZ. İyi Kentli, iyi yurttaş, gelebilen herkesi yanımızda görmek istiyoruz. Sağlıklı bir ortamda yaşamanız dileklerimle.