Fehriye bilmecesi
Yayınlanma:
Belçika gazeteleri, Fehriye Erdal’ın kendi örgütü tarafından öldürülmüş olabileceğini yazdı.
Belçika istihbarat ve güvenlik birimlerinden oluşan yaklaşık 30 kişilik bir ekibin “yakın ve sürekli” takibindeyken 2006’da sırra kadem basan ve o günden bu yana kendisinden haber alınamayan Sabancı Center suikastı zanlılarından Fehriye Erdal’ın ölmüş olabileceği iddia edildi. İstihbarat birimlerine dayandırılan iddiayı, Belçika’nın Flamanca yayın yapan Het Belang van Limburg ve Gazet van Antwerpen gazeteleri ortaya attı. Aynı gruba bağlı bu iki gazetede yer alan haberlerde Belçika’nın ilgili birimlerinin Erdal’ın öldürülmüş olma ihtimalini ciddi şekilde dikkate aldığı belirtiliyor.
Haberde, terörle mücadele yetkililerinin, “Erdal örgüt içinde küçük bir balık ancak gereğinden fazla şey biliyor. Bir kişiyi bu kadar uzun süre saklamanın maliyeti de yüksek” ifadelerine yer verilerek, Erdal’ın yakalanıp konuşma olasılığı nedeniyle örgüt içi infaza kurban gitmiş olabileceği imasında bulunuldu.
Gazetelere konuşan ve adı açıklanmayan terörle mücadelede görevli kaynaklar, tekrar tekrar gündeme getirmek yerine bu dosyayı kapatmanın daha iyi olduğunu savundu.
Yakalama emri çıkarılmıştı
Belçika, 2006’daki firarın ardından Erdal’ın yakalanması için İnterpol nezdinde girişimde bulunarak yakalama emri çıkartılmasını sağlamıştı. Erdal halen İnterpol’ün arananlar listesinde yer alsa da Belçika yargısı kendisini aktif olarak aramayı bırakmış durumda. Bunda da dosyayla ilgilenen birimlerin Erdal’ın artık yaşamıyor olabileceği ihtimalini ciddiye almaları önemli rol oynuyor.
Belçika adalet ve içişleri bakanlığı kaynakları ise Erdal’ın ne bulunduğu yer ne de hayatta olup olmadığı yönünde somut ve net bir bilgiye sahip olmadıklarını söylemekle yetiniyorlar. Ortadan kaybolmasının ardından Erdal’ın Belçika’nın Hollanda ile Almanya sınırına yakın bir yerde gizlendiği ve bu üç ülke arasında sürekli yer değiştirdiği iddia edilmiş, ancak resmi kaynaklarca doğrulanmamıştı.
Tam bir yılan hikâyesi
Hem ABD’nin hem de Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde yer alan DHKP-C’nin üyesi olan Erdal, 1996’da Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe’nin yaşamlarını yitirdiği suikastın ardından, Neşe Yıldırım adına düzenlenmiş sahte bir pasaportla tesadüfen yakalandığı 1999’dan itibaren Türkiye ile Belçika arasında önemli bir kriz maddesi oldu. Türkiye defalarca iade talebinde bulunduysa da bu talepler, “Türkiye’deki insan hakları koşulları, başvuruların yanlış maddelere dayanılarak yapılması ve dosyaların eksik hazırlanması” gibi gerekçelerle reddedildi.
Belçika yargısı açısından yılan hikayesine dönen dosya kapsamında kısa süre cezaevinde kalan Erdal, kaçtığı dönemde Belçika’da işlediği suçlar nedeniyle Bruges Mahkemesi tarafından dört yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Her temasta gündemde
Erdal’la ilgili bilgilerin asgari düzeyde olmasına karşın dosyanın peşini bırakmayan Türkiye, Belçika’yla gerçekleştirilen her üst düzey temasta konuyu gündeme getiriyor.
Erdal’ın, 1 Mart’ta Brüksel’de yapılacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Belçika Başbakanı Yves Leterme görüşmesinde de gündeme gelmesi bekleniyor.
Haberde, terörle mücadele yetkililerinin, “Erdal örgüt içinde küçük bir balık ancak gereğinden fazla şey biliyor. Bir kişiyi bu kadar uzun süre saklamanın maliyeti de yüksek” ifadelerine yer verilerek, Erdal’ın yakalanıp konuşma olasılığı nedeniyle örgüt içi infaza kurban gitmiş olabileceği imasında bulunuldu.
Gazetelere konuşan ve adı açıklanmayan terörle mücadelede görevli kaynaklar, tekrar tekrar gündeme getirmek yerine bu dosyayı kapatmanın daha iyi olduğunu savundu.
Yakalama emri çıkarılmıştı
Belçika, 2006’daki firarın ardından Erdal’ın yakalanması için İnterpol nezdinde girişimde bulunarak yakalama emri çıkartılmasını sağlamıştı. Erdal halen İnterpol’ün arananlar listesinde yer alsa da Belçika yargısı kendisini aktif olarak aramayı bırakmış durumda. Bunda da dosyayla ilgilenen birimlerin Erdal’ın artık yaşamıyor olabileceği ihtimalini ciddiye almaları önemli rol oynuyor.
Belçika adalet ve içişleri bakanlığı kaynakları ise Erdal’ın ne bulunduğu yer ne de hayatta olup olmadığı yönünde somut ve net bir bilgiye sahip olmadıklarını söylemekle yetiniyorlar. Ortadan kaybolmasının ardından Erdal’ın Belçika’nın Hollanda ile Almanya sınırına yakın bir yerde gizlendiği ve bu üç ülke arasında sürekli yer değiştirdiği iddia edilmiş, ancak resmi kaynaklarca doğrulanmamıştı.
Tam bir yılan hikâyesi
Hem ABD’nin hem de Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde yer alan DHKP-C’nin üyesi olan Erdal, 1996’da Sabancı Holding Otomotiv Grubu Başkanı Özdemir Sabancı, ToyotaSA Genel Müdürü Haluk Görgün ve sekreter Nilgün Hasefe’nin yaşamlarını yitirdiği suikastın ardından, Neşe Yıldırım adına düzenlenmiş sahte bir pasaportla tesadüfen yakalandığı 1999’dan itibaren Türkiye ile Belçika arasında önemli bir kriz maddesi oldu. Türkiye defalarca iade talebinde bulunduysa da bu talepler, “Türkiye’deki insan hakları koşulları, başvuruların yanlış maddelere dayanılarak yapılması ve dosyaların eksik hazırlanması” gibi gerekçelerle reddedildi.
Belçika yargısı açısından yılan hikayesine dönen dosya kapsamında kısa süre cezaevinde kalan Erdal, kaçtığı dönemde Belçika’da işlediği suçlar nedeniyle Bruges Mahkemesi tarafından dört yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
Her temasta gündemde
Erdal’la ilgili bilgilerin asgari düzeyde olmasına karşın dosyanın peşini bırakmayan Türkiye, Belçika’yla gerçekleştirilen her üst düzey temasta konuyu gündeme getiriyor.
Erdal’ın, 1 Mart’ta Brüksel’de yapılacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Belçika Başbakanı Yves Leterme görüşmesinde de gündeme gelmesi bekleniyor.
Silivri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.