Haberdar Gazetesi Yazar Yazıları Beylikdüzü Belediyeciliği İçin Yola Çıkanlar,

Beylikdüzü Belediyeciliği İçin Yola Çıkanlar,

.

 Beylikdüzü Belediyeciliği İçin Yola Çıkanlar, Halka Halâ Hizmeti Veremedi
BEYLİKDÜZÜ'ndeki yerel çalışmalar arifesinde partilerin çalışmaları büyük hız kazandı. Ama neresinden bakarsanız bakın, nasıl düşünürseniz düşünün; bu kez ya iktidarın fiyakası gidecek... Ya da muhalefetin...
Ne olursa olsun "Bu seçimi mutlaka kazanmalıyım"dan yola çıkılırsa, bu hem tatlı bir yarış olacağının işaretidir. Hem de kaybedişin.
Neden mi?..
İsterseniz tatlı yarıştan yola çıkalım. Her zaman olduğu gibi belediye seçimlerinde start alan adaylar ve onların adayları demokratik kurallar içinde yarışını sürdürüyor. Daha düne kadar bu yarışın adı partilerarası düşüncelerin mahallelere veya ilçelere yansımasıydı. Geliyorsunuz bugüne... Bugün o kadar hafife alınacak, o kadar "Aman sende" denilecek bir durumu gerektirmeyecek kadar ciddi bir durum var ortada. 
Bu ciddiyeti mecbur kılan, bugünkü iktidarın Türkiye genelinde yaptığı baskı uygulamalarından kaynaklanan inatçılık... Bir diğeri ise, ona bağlı olan adayların halâ "Biz adaleti getirdik. Bu adaleti sonuna kadar savunacağız"dan yola çıkan bir politika.
Ama genele bakıldığında, Türkiye'nin bütün şehirlerinde ve ilçelerinde büyük bir rahatsızlık hissedilmekte. Bu rahatsızlığa son vermek için yurt genelinde büyük kampanyalara ve ödün vermeye başlayan partilerimiz nedense "ödünü ödüle çevirirsem halkım bana oy verir. Yani hediyeyi alan beni yola sürükler" düşüncesiyle hareket ediyor. Bu da haliyle Türk insanının yine mağdurluğuna çare olayım derken, oyları kapmanın hevesliliğinin başlangıcını oluşturmakta.
Bu düşünceyle yola çıkan adaylar ve onların adayları Beylikdüzü'nde de "ödünü ödüle çevirmeden" yola çıkmalılar. Ödül sadece beyaz eşya olarak düşünülmemeli. "Belediye başkanı olursam şunu şunu şunu yapacağım" atımlarıyla yola çıkmalar da beyaz eşya gibi olmaya başladı.
Halkımız artık modern bir düşünceyle evine girmek istiyor.
Beylikdüzü'ne gelince.
Bu ilçemiz olağanüstü çalışmalar yapılması gereken bir ilçe görünümündedir. Hangi aday ve aday adayları "Ben gelirsem şöyle yapacağım... Seçildiğim andan itibaren herkesin kapısına geleceğim" dese de... Zamanla bunun olmadığını ve olamayacağını hepimiz görüyoruz. Elbette şehirleşmiş büyük ilçemizin hanelerine tek tek gitmeye yıllar yetmez. Ama her plazanın, her sitenin veya her mahallenin haftalık toplantılarıyla onların sıkıntılarını dinlemek de evlerine gitmek anlamını taşır.
Peki bunu anlamayan kim?
Elbette adaylar ve onların aday adayları.
Ne diyorlardı?
Yeşil Vadi ile Beylikdüzü muhteşem bir görüntü sağlayacak.
Peki sorunlar bununla bitiyor muydu?
Elbette bitmiyordu.
Biz oturduğumuz siteden örnek verelim.
Sitemiz Yeşil Vadi'yi olduğu gibi görüyor. Hem de hiçbir engel olmadan. Ama nedense çalışmalar toprak yapılanmasıyla devam ediyor. Hiçbir belediye başkanı, "Yeşil Vadi'yi yapıyoruz ama çevresini bütünleyen sitelerin ihtiyaçlarına ve onların da görünümüne katkı sağlayabiliyor muyuz?" diye düşünmüyor.
Sitemiz çok büyük. Arkamızdaki diğer büyük sitelerle ortaklaşa kullanabileceği büyük bir alan var. Bu alana "sözüm ona" büyük bir otopark yapılacaktı. Alan kazılarak park yer altına inecekti. Üstü ise büyük bir parka ve çocukların oyun alanlarına dönüştürülerek sitelerin ortaklaşa kullanım alanı haline getirilecekti.
Ne oldu, geldi mi?
Hayır.
Peki, bu yerel seçimden önceki seçimde, pazarımızın taşınmadığı Çarşamba Halk Pazarı'nda belediye başkanımızın ziyaretleri gerçekleştiğinde sözler almadık mı?
Aldık.
Aldık da ne oldu?
Hiçbir şey.
Park alanı olarak sitelere ayrılan büyük toprak parçasına ne şimdiye kadar kazma vuruldu. Ne de belediye başkanımız lütfedip gelip de yerinde incelemelerde bulunmadı. Sadece seçim öncesi ve sonrası verilen sözler havalarda uçuştu, durdu. Halâ da o sözler havada. Yere inmedi. Yere bir inse, otopark yapımı için alana kazma vurulacak. Bundan eminim.
Ama nedense belediye başkanlığı için halkına büyük umutlar vererek yola çıkan adaylar ve onların adayları söz vermelere devam etmekte. Ama Beylikdüzü halkımız bu devam edişten pek memnun değil. Belediye başkanının değişimi, en demokratik bir hak olduğu kadar, ilçe halkımızın da en büyük beklentisi.
BELEDİYE HİZMETİ DEVASA BETON YIĞINLARIYLA OLMUYOR
Beykent'ten girişle Hasbahçe ve onun devamı olan Gürpınar çizelgesi devasa binaların toprakları işgal etmesiyle zaten büyük bir kalabalığı oluşturmaktayken... Bir de buna pahalılık için fırsat arayanların yerleşim alanlarını olağanüstü fiyatlara çekmeleri semt sakinlerini oldukça rahatsız etmekte.
Devasa binalara ve projelere imzasını atan müteahhitler veya toprak sahipleri, her dairenin 300 ile 500 bin lira arasında fiyatlandırmasına dur demek gerekmek mi?
Biz de biliyoruz ki serbest ekonomi piyasasında alan alır, almayan almaz. Evet ama pahalılığı gerektiren olguların neler olduğunu belediyemiz bir bilse, gülmekten kırılır.
Örneğin, bir müteahhit veya toprak sahibi dairesini satarken, daireyi alan vatandaşa söylediği aynen şu: "Efendim, semtimiz çok sakin. Çok nezih insanlar var. Ama bir şey daha var, Beylikdüzü'müze Metrobüs geldi. Bu da olağanüstü bir hizmet olduğu için haliyle daire fiyatlarına küçük yansımalar normal olmalı."
Hayır efendim, hiç de normal değil.
Bir daireye 300 ile 500 bin lira arası vererek tapusunu alan vatandaş herhalde altına 20 - 30 bin liralık araba alacak kadar parası da olacaktır. Ve o metrobüsü kullanması da yüzde 10'na veya 5'e kadar inecektir. Bu da gösteriyorki, her sabah meydana gelen E5 trafiğinin felç hali... Dairelerin fiyatlanmasındaki aşırılığın ne kadar yanlış olduğunu göstermekte.
Yani Metrobüse dayalı bir şehircilik anlayışıyla Beylikdüzü'ne kıymet vermek çok yanlıştır. Hatta bu kıymeti yeni seçilecek olan belediye başkanı adayları kendilerine seçenek olarak örnek alıyorsa, bu; hatanın en büyüğüdür.
BEYKENT VE HASBAHÇEDE NE BİR PARK VE NE DE BİR İHTİYACINIZI GİDEREBİLECEĞİNİZ YAPILANMALAR VAR...
Adaylar ve aday adayları bir mahallenin, bir sokağın, bir sitenin, bir ilçenin nasıl modernleşmesi gerektiğini çok iyi anlamalılar. Modernleşmeyi sadece beton yığınlarının devasılığıyla övünerek hizmete akış vermemeliler. İlk önce yapacakları şey, semt sakinlerinin rahat edebilecekleri büyük parklar yapmak. Bir tek Yeşil Vadi'yle büyük Beylikdüzü halkını buraya tıkıştırmak maharet değildir. Çünkü bu vadi yeşil alana çevrildiğinde, büyük kalabalığın burada oluşması, semt halkının daha sonrada şikayet alanı olacağını adaylar şimdiden kabullenmeliler.
Ayrıca, bu yerlere gelen ve parklarda nefes almak isteyen semt sakinlerinin ihtiyacını giderebileceği bir şey yok.
Bir de şu var ki, çok önemlidir: Bugün Yeşil Vadi yapılmakta. İyi güzel. Buna kimsenin itirazı yok. Evet ama o vadiye lokantalara, büfelere ve çay ocaklarına ihale yoluyla verilirse, oranın Yeşil Vadi olmaktan çıkacağını şimdiden bilmeliler.
Yeşil Vadi demek, çıplak ve tertemiz bir toprak parçasının halkımıza sunulması demek. Ama siz eğer seçimlerden sonra burayı para getirsin diye ihale usulüyle çeşitli meslek gruplarına verilerek kazanç durumuna dönüştürürseniz, inanın buranın tadı kaçar. 
Halkımız para vermeden parkına gidip oturmak istiyor.
Halkımız, büfe, lokanta ve çeşitli meslek gruplarını burada görmek istemiyor.
Halkımız, kendisine ait olan bir yeşil parkın kimsenin para kazanma hanesi olmasını istemiyor.
Adaylar ve aday adayları Beylikdüzü'ne siyaset için soyunduklarında parklardan yola çıkarak, trafiği ve onun getirdiği ulaşım sıkıntılarını da ele almalıdır. 
Bu konuya daha sonra tekrar değineceğiz.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *