SOSYAL demokrat olmak zordur. Hele ki Türkiye’de olmak daha zordur.
Bunu anlamak için bugünkü yerel çekişmelere bakmak yeterlidir. Her ne
kadar demokrasinin gereği olarak partilerarası propagandalar yapılsa
da, kimi zaman bu zamanla sertleşmelere ve kırıcı sözlerle hedefi
bulmaya kadar yönelebiliyor.
Bazen seçim anketlerini desteklemek için ne kadar söylem
yapılıyorsa... Bir o kadar da parti afişleri yolları ve sokakları
süslemekte. Ama bir bakıyorsunuz kimi parti levhaları veya bez
afişleri parçalanıyor ve yırtılıyor. Kimileri de tamamen yok ediliyor.
Neden?..
Çünkü karşıki hasmının başarısına gölge düşürmek için. Hatta ve hatta
onun sesini duyurmamak için.
Tıpkı bugün iktidarın, yandaş medyasına “CHP’nin liderinin ve onun
yerel adaylarının ekranlarınıza çıkmasına asla müsaade etmeyeceksiniz”
emrinin verilmesi gibi.
Bunu biz demiyoruz. Bunu, bütün partili seçmenler söylüyor.
CHP’li bir belediye adayı ne zaman alanlara çıkarak yapacakları
icraatları anlatmaya çalışsa, onun bu anlatımlarını ve söylemlerini ne
teleizyonlarda izleyebiliyoruz... Ne de tartışma programlarına davet
edildiklerini görebiliyoruz.
İşte tam da burada sormak lazım:
– “Eğer herkes iktidar partisine oy vermesi gerekiyorsa o zaman yerel
seçimlere ne gerek var?”
Öyle değil mi?..
Yani, iktidarın düşüncesi şöyle gelişmekte:
– Bütün millet bana oy versin.
– CHP asla ekranlara çıkmasın.
– Asla onu ve diğerlerini televizyonlarda görmek istemiyorum.
– İstanbul’un bütün sokakları benden sorulur.
– Eylemlerin tümü paralelin işi.
– Biz masumuz.
O zaman CHP’lilere çok iş düşmekte.
Bir defa, adaylar derhal aynı özgürlükten... Aynı hedeften bahsetmeli.
Kimse, kimsenin hakkında eleştiri yapmamalı.
Sadece CHP için yollara çıkmalı ve önünü iyi görmeli.
Bunlar yapıldığı müddetçe iktidarın eli zayıflayacak ve daha çok bocalayacaktır.
Mesela, Sarıgül için çıkarılan dedikodular sırf CHP’yi yıpratmak içindi.
Peki ne oldu da bugün bu dedikodular çıkarılmakta?
Ne olduğunu biz söyleyelim:
– “Sarıgül’ün sosyal demokratlıktan bugüne kadar taviz vermeden
yürüyüşü, iktidarı durduran en büyük nedenlerden biri. İstanbul
Belediyesi’ni kaybetmemek için Sarıgül’ün bütün icraatlarını kötülemek
ve onu yıpratmak, iktidar partisinin yapacağı tek çözüm olarak
görülmekte.”
Şu andan itibaren yerellerde meydanlara çıkan CHP’li adaylar,
çıktıkları her bölgede hem parti olarak CHP’yi... İstanbul olarak
Sarıgül’ü... Bölgesel olarak da kendi poltikalarını birbirine
bağlayarak söylemini yaparsa, bu; Kılıçdaroğlu’nun elini çok ama çok
güçlendirecektir.
Bunun yanında, arasıra bazı kanallarda Sarıgül’ün sosyal demokrat
duruşunu beğenmeyerek yaptıkları programları izliyoruz. Buna da hayret
ediyoruz. Çünkü bu eleştiriyi yapan, kendini sosyal demokrat olarak
özümsemiş bir kanal. Sarıgül’e arasıra eleştiri getirerek kendince
adil bir seçim atmosferinden yola çıkarak duygusal bir izlenim
haritası çizerken... Bunun ne kadar yanlış olduğunu onlara anlatmanın
gereğine de inanıyoruz.
Bütün gelişmeler böyle devam ederken, İstanbul’un başına Sarıgül’ün
geçmesi, genel seçimlerde CHP’nin kalesi olarak iktidarı
frenletecektir. Hatta elini daha da zayıflatacaktır.
Bunun olması ve CHP’nin elinin kuvvetli olması için yerel seçimdeki
CHP’li adaylar tek yumruk olarak meydanlara çıkmalıdır.
Hatta bir görüşümüz de şöyledir:
– “İstanbul’da ne kadar CHP’li bölgesel adaylar varsa, hepsi seçim
alanlarında biraraya gelerek bibirlerini desteklemeliler.”
Çünkü politikalar ve bütün gelecek İstanbul üzerinden yapılmaktadır.
Örneğin:
– Medyanın tümü İstanbul’da.
– Ulusal bankaların merkezinin tümü İstanbul’da.
– Ülkenin bütün finans merkezi İstanbul’da.
– Yapılması beklenen genel seçimlerde İstanbul’da ortaya çıkacak
milletvekili sayısı bile, bir partinin Meclis’teki çoğunluğunu
etkileyecek durumdayken...
O halde CHP’li seçmenler, durumun önemini kavrayarak bu yerel seçimin
bir iktidar değil... Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini belirleyecek
seçim olduğunu düşünmeliler.
Şu unutulmamalı ki sosyal demokratlar “Biz demokrasiyi savunuruz ve
her türlü eleştiriyi yapmakta özgürüz” diyerek ayağına kurşun
sıkmamalı. Yani, yapacağı politik konuşmalarla CHP’ye zarar vermemeli.
İstanbul’u CHP’nin kalesi yapmak için, tüm CHP’lilerin aynı sesi
çıkararak sosyal demokratlığı yaşatmayı düşünmelidir. Çünkü bu seçim,
hem ülkenin kaderini belirleyecek... Hem de CHP’nin...
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *