Güzel İzmir

.

Aşağıdaki beş mısralık şiirim bir hayli ilgi görmüştü. Foça’da askerlerimize saldıranlara karşı İzmirliler tek bir vücut olmuş ve teröristlere hak ettikleri şekilde karşılık vermişlerdir. Bilindiği gibi Kurtuluş Savaşımızın destanı Gazeteci Osman Nevres’in Yunanlıların İzmir’e çıktıkları gün düşmana sıktığı tek kurşunla başlamıştı. Ne mutlu ki İzmirliler o günden bu yana hep aynı heyecan, aynı vatan sevgisiyle yaşıyorlar.

Bir hançer gibi dalınca düşman bağrına/
İlk kurşunla aydınlandı ülkenin her yanı
Kurtuluşun ışığı senin  ufkunda parladı/
Ölmekti Hasan Tahsin gibi özgürlüğün adı
Sende başladı   Yunanlının Ege macerası/
Sende tükendi  megalo ideanın son damlası

 Doksan yıl önce İzmirliler Yunan askerlerine Halazari Cafer  efe, Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet Efe, Fodulaki Mustafa Efe, Koca Veli  Efelerle ve daha niceleriyle Anadolu’nun kolay yutulacak bir lokma olmadığını onların anlayacağı bir dil ile anlatmıştı. Dün de İzmirliler  bölücülere hak ettikleri dersi verdiler. Kızılay’ın Kan Bankası dolmuş  olduğu halde daha binlerce vatansever kan vermek için sırada  bekliyorlardı. Kan vermeye gidiyorum diyenler Kızılay’ın Kan Bankasına  özel arabalarla, otobüslerle, taksilerle taşınmışlardı. Kan vermeye gidenlerin hiç birinin parası bu araçların tümünde geçmiyordu. Böylesine olağan üstü bir kaynaşma vardı İzmirlilerde.

Efelerin adını sayarken Ödemişli Şükrü Saraçoğlu’nun adını  anmamak olur mu? Hani şu eski demokratların Varlık Vergisi yüzünden hiç  sevmedikleri Şükrü Saraçoğlu’nu? Kurtuluş Savaşı başlayana dek etrafına       topladığı milislerle Yunan askerlerine darbe üzerine darbe vuran Ödemişli  Şükrü Saraçoğlu’nu. Ege’nin incisi güzel İzmir gerektiğinde yine nice       efeler çıkaracaktır.


                                                        ***
Diktatörler hiçbir zaman kana doymazlar. Arap baharında       diktatörler bir, bir devrilirlerken Suriye’nin diktatörü Beşar Esad  koltuğundan olmamak için insafsızca, vicdansızca kan dökmeyi sürdürüyor.   Ne kadar zulmederse etsin, ne kadar kan dökerse döksün Beşar Esad o  ayrılmak istemediği koltuğu bir gün bırakmak zorunda kalacaktır. Böyle bir durumda bu inadı hayatına mal olacaktır. Ya linç edilecek, ya da bir ipin  ucunda yaşamını noktalayacaktır. Oysa ona gitmesi için ne kadar büyük  olanaklar sunmuşlardı. İstediğin kadar para al ve istediğin ülkeye git  yerleş demişlerdi ama o koltuğu uğruna bu öneriyi kabul etmemişti.      

                                                      ***

Her gün şehit haberleri ile içimiz yanıyor. Daha ne kadar kan döküleceğini kimse bilmiyor. Şehit vermemize neden olan karakolların  televizyonlardaki görüntülerine bakıyorum. Gördüklerim inanılacak gibi  değil. Karakolların bazıları her taraftan saldırıya açık vadiler  içerisinde inşa edilmişler. Büyük devlet adamı İsmet İnönü’nün  Alman ordularına karşı inşa ettirdiği koruganlar halen dün inşa edilmiş gibi dimdik ayakta. Eğer  hudutlarımızı bekleyen Mehmetçiklerimiz için  o koruganlar gibi koruganlar inşa  ettirilmiş olsa, saldırılar nereden gelirse gelsin can alamazlar, can  verirlerdi. Koruganlar inşa edilirken Türkiye çimentosunu dışarıdan alıyordu. Şimdilerde ise ülkemiz birçok çimento fabrikasına sahip. Hiçbir       sıkıntıyla karşılaşılmadan yeteri kadar korugan inşa ettirile bilir. Ve o  koruganlar teröristlerin başına bela olur.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *