İLK başta şunu söylemek gerekir ki, teknolojiye ayak uyduramayan
toplumlar, hiçbir zaman ne demokrasiye ve ne de hukuka hizmet
edebilirler.
Düşünün, mahkeme kararları...
Bilgi işlem merkezleri...
Teknolojiyi öğreten kurslar...
Hatta teknoloji dünyasına dahil olabilmek için üniversitelerde ders
olarak sınıflandırılan bilgisayar mühendisliği...
Sadece o mu?..
Tabii ki değil.
Dahası var:
1– Teknolojiye ayak uydurmak ve dünyadan geri kalmamak için uzaya
fırlatılan uydular varken...
2– Uzay çağı yaşayan Batı alemine (sadece Batı alemi mi? Uzakdoğu
ülkeleri ve İran da bu uzay çağına dahil) olmak için bilgisayar
ağlarıyla uyum sağlamaya çalışırlarken...
3– Bunların hepsi, gelişen ve değişen dünyanın teknolojisine hem ayak
uydurabilmek... Hem de modern çağı yakalamak adına halkını buna iyi
hazırlamaya çalışırlarken...
Ve teknoloji dünyada bu haldeyken biz ne yapıyoruz?..
Twitter’ı yasaklıyoruz.
Hem de teknoloji dünyasına uyum sağlayıp entegre olmak
düşünülmeliyken... Bunun tam tersini yapıp teknolojiden kopartılan bir
ülke haline getiriliyoruz.
SAYIN CUMHURBAŞKANI İNTERNET YASASINI ONAYLAMASAYDI BUGÜN ONA
“HAKLISIN” DİYEBİLİRDİK!..
Şimdi tam da burada esas konuya değinmeden geçemeyeceğiz.
Nedir o konu?..
Elbette ki kanunların yasalaşması için uğradığı (hatta uğratıldığı)
son adres Çankaya Köşkü’nün olduğudur.
Yani Abdullah Gül’dür.
Sayın Cumhurbaşkanı, önüne gelen tüm yasaları kanunlaştırmak için
adeta imza atma maratonuna girmiş ve bütün maddeleri tek tek
onaylamıştır. Son olarak internet ile ilgili yasayı bile hiç
düşünmeden ve hiç tereddüt etmeden onaylamıştır.
Bugün ise kendi onayına yanlış dercesine Gül aynen şunları söylemiştir:
– “Sosyal medya platformlarının tamamen kapatılması tasvip edilemez.
Kişilerin, özel hayatının gizliliğini ihlal gibi suç oluşturan
hususlar varsa, ancak mahkeme kararıyla sadece ilgili sayfalar
kapatılabilir.”
Hadi buyrun!..
Hem imza atıp hükümetin bütün yasalarını kanunlaştırmak için imza
atacaksınız... Hem de imza attığınız yasanın kanuni taraflarını
onaylamayarak, (Kapatılması tasvip edilemez) diyerek demeç
vereceksiniz.
Hiç böyle şey olur mu?..
Kim ne derse desin Türk halkı, hükümetin katkısıyla Batı alemi başta
olmak üzere tüm dünyaya rezil olmuştur. Sadece rezillik de değil, çağ
dışı yaşama ortak edilmiştir. Çünkü dünyada her şey teknoloji
kanalıyla ulaşılmakta ve onunla güçlü ülke olduğu kanıtlanmaktadır.
Evet, Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi “Kişilerin özel hayatlarının
gizliliğini ihlal eden” olaylar var ise, bunların karşısında
mahkemeler devreye girmeli ve yasal kanunlar olaya el atmalıdır. Ama
siz bunları yapmayarak topyekün Twitter’ı iptal ederseniz, “Türk
halkının bilgi alma hakkını imha etmiş” olursunuz.
Kısaca Twitter bir sosyal paylaşım ağıdır. Bu ağ içinde yanlış
şeylerin olduğu düşünülerek bir şeyler yapılmak isteniyorsa (Ki, durum
o yönde gelişmektedir) o zaman mahkemeler ne güne duruyor?..
Savcılar niçin var?..
Ayrıca;
Demokrasiyi savunuyorsanız...
Çok sesliliği gündeme taşımak ve ondan kopmamak istiyorsanız...
Bu gibi durumlarda akla gelen ilk merci yasalardır.
Hukuktur.
Hukukun kökünü kazımak değil.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *