Haberdar Gazetesi Medya Başkanın ‘Şık’ şerhi

Başkanın ‘Şık’ şerhi

Tutuklu gazetecilerin yargılandığı davada Mahkeme Başkanı Akçay, tahliye talebinin reddine karşı çıktı

© Tutuklu gazeteciler, tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etti. Gazetecilerin istemi oyçokluğuyla reddedilirken, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay karara muhalif kaldı. Akçay, “Yurtdışı yasağı ve bulundukları yer emniyetine imza vermek koşuluyla tahliyeleri gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluğun yine yeterli gerekçe taşımayan kararına katılmıyorum” dedi.

Tutuklu gazeteciler Ahmet Şık, Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul, Haber Müdürü Barış Terkoğlu, yazarları Sait Çakır ve Coşkun Musluk, 5 ayı aşkın bir süredir cezaevinde. Tahliye talepleri ise hep aynı gerekçelerle reddediliyor. Gazetecilerin tahliye edilmesi ve dosyadaki gizlilik kararının kaldırılması gerektiğini belirten İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Şeref Akçay,Bir habercilik ve yayıncılık, insanlarla ilişkiye girmeden, haber toplamadan nasıl yapılabilir?diye sordu.

Tutuklu gazeteciler, tahliye taleplerinin reddedilmesi üzerine İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ettiler. Gazetecilerin istemi oyçokluğuyla reddedildi. Mahkeme üyeleri Metin Özçelik ve Birol Bilen, delilleri karartma ve yeni delil elde edilmesine engel olma tehlikesinin bulunduğuna hükmetti. Karara muhalefet eden Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, 26 klasör soruşturma dosyasını incelediğinde, Ahmet Şıkın İmamın Ordusu kitabını hazırlarken Odatv ile irtibatlı olduğu iddiasıyla, diğer şüphelilerin ise Odatvdeki yazıları ve telefon konuşmaları nedeniyle gözaltına alındıklarına dikkat çekti. Yargıtay kararlarına göre, bir kişinin örgüt üyeliğinden cezalandırılması için kod adının, sahte kimliğinin olması ve örgüte eleman kazandırma, molotof atma gibi sürekli örgütsel faaliyette bulunması gerektiğini anlattı. Akçay, Şüphelilere sorulan sorular incelendiğinde, tek faaliyetleri olan yayın yapmak, kitap yazmak ve benzeri faaliyetlerde bulunma eylemine ilişkindirdedi. Akçay, gazetecilerin Ergenekonda yargılanan sanıklarla birlikte hareket ettiğine dair bir iddianın olmadığını vurgulayarak şöyle devam etti:

Bir an Ahmet Şıkın kitabını yayımladığını, Ergenekon örgütünü övdüğünü düşünelim. PKK, DHKP, MLKP, TİKKO, İBDA-C, Hizbullah, El Kaide gibi örgütlerle ilgili yazılan pek çok kitaptan dolayı özel yetkili mahkemelerde pek çok dava açılmıştır. Ama hepsine örgüt propagandası ve terör örgütlerine hedef gösterme suçlarından dava açılmıştır. Bugüne kadar hiçbir yayıncı hakkında veya yazan kişi hakkında örgüt üyesi olduğu gerekçesi ile ülkemizde verilmiş tek bir karar yoktur. Kaldı ki Ahmet Şıkın kitabı daha yayınlanmamıştır bile. Kitabı yayınlama düşüncesinde olduğu belirtilerek bu kişiyi bu örgütle irtibatlandırmak hukuken mümkün değildir.

Adil yargılama kıstası yok

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) düşünce ve ifade özgürlüğünü güvenceye aldığına dikkat çeken Akçay, kişilerin şiddete çağrı yapmayan düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaması gerektiğini vurguladı. Akçay, İnsanlar bir kitabı yazarken başkalarından da yardım alabilirler. Bir insanın bir kitabı yazarken araştırma yapması, başka insanlardan yardım alması doğaldır ve herhangi bir suç oluşturmaz. Habercilik ve yayıncılık insanlarla ilişkiye girmeden, haber toplamadan nasıl yapılabilir? Yazılan kitaplar ve yayınlar nedeniyle terör örgütü üyeliği iddia edilirse, Anayasa ve sözleşme ne zaman uygulanacak?diye sordu. Akçay, şüpheli kim olursa olsun, tarafsız, adil ve insan vicdanına uygun bir şekilde soruşturulması ve yargılanması gerektiğini belirtti. Yapılan soruşturmanın bu kıstaslara uygun olmadığını belirterek tutuklama gerekçelerinin AİHS ve Ceza Muhakemesi Kanunu açısından yeterli ve yerinde olmadığını vurgulayan Akçay, Yurtdışı yasağı ve bulundukları yer emniyetine imza vermek koşuluyla tahliyeleri gerektiği görüşünde olduğumdan, çoğunluğun yine yeterli gerekçe taşımayan kararına katılmıyorumdedi.

Şike dosyası örneği

Başkan Akçay, dosyadaki kısıtlama kararının, yakalanması muhtemel şüphelilerin bulunması sebebiyle verildiğini anımsatarak dosyada aranmakta olan şüpheliler bulunduğuna dair bir belgeye rastlanmadığını ifade etti. Toplanacak deliller olarak Emniyete yazılan 3 tane yazının yanıtının beklendiğine dikkat çeken Akçay, Kaldı ki kısıtlama kararı olması nedeniyle şüphelilerin ve vekillerin inceleyemediği şike dosyadaki evrakların bir kısmı Türkiye Futbol Federasyonuna verilmiş ve daha sonra da mahkememizin 5 Ağustos 2011 tarihli nöbetçi hâkim kararı ile kısıtlama kararı kısmen kaldırılarak şüphelilerin ve vekillerinin dosyayı inceleme imkânı sağlanmıştır. Uygulamada yasal olarak bu tür tasarruflarda bulunulma imkânı olduğuna göre bundan her şüphelinin yasal ve her şüpheli vekilinin eşitlik kuralı gereğince yararlanması gerekirdeğerlendirmesini yaptı. Akçay, Balyoz davasındaki muhalefet şerhleriyle de diğer hâkimlerle ayrı düşmüştü.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *