Borçalı’da Serhat Boyları Derneğini, Türk’ün sazı, sözü ve folkloruyla karşılayan Borçalı Türkerli, kendilerini zamana karşı nasıl koruduklarını da göstermiş oldular.
Bölgeye yapılan ziyarette kurbanlar kesildi, dualar edildi. Fakir soydaşlarımıza kurban etleri dağıtıldı. Dernek Başkanı Muharrem Yıldız, “burası bizim ata yurdumuz ve Türklüğün sembol yerlerindendir” diyerek sözlerine şöyle devam etti;
“Burası Türklüğün en önemli kalesidir”
“Burada 70 yıllık Sovyet esaretine rağmen insanlarımız ne Türklükten ne de Müslümanlıktan taviz vermiştir. Gördükleri zulme ve sürgünlere rağmen her şart altında kimliklerini korumasını başarmışlardır. O yüzden burası Türklüğün en önemli kalesidir. Bizim Serhat Boyları Derneği olarak bu kadim Türk yurdunu Türkiye’ye tanıtmak ve Türkiye ile arasında bir kültür bağı oluşturmak istedik. Bin yıllık kadim Türk yurdu Borçalı’dayız. Bizim Boçalı’ya ikinci gelişimiz. Burada olmamızın sebebi şudur; Türkiye’deki öz ailemizden akrabalarımızdan ayrı bir bayram geçiriyoruz. Buraya çok severek ve isteyerek geldik. Çünkü buradakiler öz kardeşlerimiz ve öz akrabalarımızdır. Burada ve burada onlarla birlikte bayramlaşmamızı ve kurbanlarımızı kesmek istedik. Bu önemlidir. Burada unutulmuş bir Türk şehri vardır. Bu köprüyü yeniden nasıl oluştururuz. Türkiye’deki Borçalı Türleri ile buradaki Borçalı Türklerini nasıl yakınlaştırırız diye düşündük. İnşallah bu gerçekleşmiş olacak. Buradaki kurban merasimimizi de geleneksel hale getirebilirsek belki Türkiye’de bir öncü oluruz. Türkiye’de yaşayan Borçalılar ve bizim gibi dernekler de buraya gelirler. Umarım ki önümüzdeki yıllarda buraya gelmeler de daha da çoğalmış olur. Burada birlikte namaz kılacağımız bütün Borçalı Türklerinin bayramını kutluyorum. Rabbim buralara huzur getirsin. Bolluk ve bereketlik getirsin. Allah bunların birliğini, kardeşliğini pekiştirsin. Buradan bütün Türk dünyasının Türkiye’de yaşayan arkadaşlarımızın, akrabalarımızın ve ailelerimizin de bayramını kutluyorum. Burada olmak çok mutluluk verici bir durum. Ben arzu ediyorum ki Türkiye’de yaşayan sivil toplum örgütleri, belediye başkanları, valilikler öncü olurlar ve bu hasreti bitirirler. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bahsettiğimiz bu belediyeler sivil toplum örgütleri ve valilikler aracığı ile buralara akın akın insanlar gelip bu hasret bitirilecektir.”
Kurban kesip Türk köylerine dağıttılar
Bayram namazını Kosalı köyünde kılan Dernek Üyeleri ve Dernek Başkanı Muhharem Yıldız kesilen kurban etlerini 1944 de Stalin’in sürdüğü o zaman Türk yurdu olan şimdi Ermenistan sınırları içerisinde kalan Ağbaba göçmenlerine dağıttı. Kars Serhat Boyları Dernek Başkanı Muharrem Yıldız kesilen kurbanları ayrıca Borçalı ve tüm köylerine dağıtarak hayır işlerini tamamladı.
Kurban etlerini dağıtan Kars Serhat Boyları Dernek Başkanı Muharrem Yıldız sonrasında dedelerinin mezarını ziyaret etti ve Fatiha okudu. Bölge halkının verdiği bilgiye göre Atahallı sülalesinin bir üyesi olan Muharrem Yıldız daha sonra orda yaşanan bir talihsizlik sonucu şimdi Ermenistan’a bağlı Ağbaba’ya göç etmiştir. 1917 Ekim devriminden sonra 1921- 1922 yılları arasında Türkiye’ye geçmişlerdir.
Yıldız, kendi soyağacı hakkında bilgi verdi
Yıldız mezarlık ziyareti sırasında verdiği bilgilerle; “Dedelerimiz buradan göçerken Atahallı’nın İsmail ile Pullu Mehmet adlı iki oğlu varmış. Mehmet’in mezarı burada bulunuyor. İsmail’nin mezarlığının burada olup, olmadığını bilmiyoruz. Dedelerimizin Ağbaba’ya geçişinde Mehmet’in üç oğlu dedelerini buraya gömerek Ağbaba’ya geçiyorlar. Diğer amcaları İsmail’nin burada olup olmadığı bilinmiyor. Atahallı’nın oğlu olan Mehmet başka yerde öldürüldüğü için çocukları onu alıp buraya gömmüşler. Daha sonra Bezekliye, Başgeçit’e oradan da Ağbaba’ya geçmişler” dedi.
Hoca Muhammet’in kabrini Serhat Boyları yaptıracak
Kars Serhat Boyları Derneği Başkanı Muharrem Yıldız daha sonra Koçulu köyünde kabristan ziyaret etti. O dönemde Osmanlı topraklarından gelen bir din adamı Gürcistan’ın Koçulu şehrine yerleşerek burada Müslümanlığı ve dini öğretmek üzere bir medrese kurmuştur. Daha sonra kendisi orada kalır ve evlenir. Bir çocuğu dünyaya gelir ve adını Hoca Muhammet koyarlar. Hoca Muhammet daha sonralarında büyük bir din adamı ve büyük bir şair olarak orada yaşamını sürdürür. Gürcistan’da Azarbeycan’da ve tüm Türk dünyasında önemli bir din adamı ve şair olur. 1953 yılında vefat etmiş Muhammet hocanın mezarı gayet bakımsız ve sahipsiz kalmıştır. Dernek Başkanı Muharrem Yıldız, o alim hocanın kabrinin yapılmasını üstlendi.
Yıldız, bu mezar bana 1918’i hatırlattı. Nuri Paşayı hatırlattı, Kafkas İslam ordularını hatırlattı, şehitlerimizi hatırlattı. O yüzden bu kabrin yapılması bizim için çok değerli olacaktır.
“Belki bir gün gelip Fatiha okurlar”
Allah gani gani rahmet eylesin, burada ilim adamı olmuş, burada savaşmışlar, burada savaşarak toprakların işgal altından kurtarılması için mücadele etmişlerdir. Burada yatan rahmetli de buraya hizmet eden Borçalı Türküdür. Bugün Kars’ta da ki, Borcalı’daki, Azerbeycan’daki aşıklar aşıkların Muhammet hocadan feyz almışlardır. Ve aşıklara ilham kaynağı olmuştur. Onun yolundan devam etmişlerdir. Ama ne acı ki bu usta şairin sayesinde ünlü olmuş, ondan feyz almışlardır ancak bu usta şaire bu mezar yakışmamıştır. Bu vefasızlık bizde olmamalı, Türk milletinde olmamalı. Biz Serhat Boyları Derneği olarak rahmetlinin mezarını yapıp bir dahaki geldiğimizde mezarının açılışını yapacağız. Bu usta sahipsiz değil! Biz sahip çıkacağız. Belki bundan sonrada bu ustadan ilham alanlar utanır ve üzerine düşeni yapar. Belki gelir bir Fatiha okurlar.
“Buradaki Türkler sahipsiz değil!”
Muharrem Yıldız ve Yönetim Kurulu üyeleri Fahrali köyünde yapılan cami açılışına katılmak üzere yola cıktılar. Muharrem Yıldız caminin yapılış sırasında yaşanan olayları anlatarak, ‘Caminin yapım aşamasında bölgeye gelen papaz ve keşişler caminin yapımını engelleyip açılmasına karşı cıkmışlar. Ama gayretli Fahrali halkın direnciyle karşılaşınca köyü terk etmek zorunda kalmışlardır.’ “Bugün bu caminin açılışına katılmaktan çok mutluyuz” diyen Muharrem Yıldız buradan Gürcü yetkililere seslenerek “Biz cihan imparatorluğunda bile hiçbir halkın ibadet hanesiyle uğraşmadık. Dilleriyle uğraşmadık. Bir arada yaşamalarına, ibadetlerini yapmalarına özen gösterdik. Unutmasınlar ki buradaki Türkler sahipsiz değiller bizler ve koca bir Türk dünyası var” sözlerini tamamladı